TFF 2. Lig takımlarından Bursaspor ve Amedspor arasında 5 Mart 2023 tarihinde, Bursa Timsah Arena Stadında "oynanan" futbol müsabakasına dair açıklamamız:
Türkiye'de futbol fanatizmi sadece taraftarlıkla açıklayamayacağımız milliyetçi, ırkçı, ötekileştirici ve kutuplaştırıcı gündelik siyasetin doğrudan etki ettiği, şiddetle beslenen bir toplumsal-siyasal arka plana sahiptir. Bu toplumsal gerçek Bursaspor-Amedspor maçında çok açık biçimde kendini göstermiştir. Futbol oynanamamış, TFF, Bursaspor kulüp yetkilileri, hakem ve taraftarların organize hareketleri ve emniyet mensuplarının destekleyici ve izin veren yaklaşımıyla, şiddet maç öncesinde ve maç sırasında sporun yerini almıştır.
Şiddet olayları maç öncesinde futbolcuların kaldığı otel önünde başlamış, maçın hemen öncesinde Amedsporlu taraftarlara karşı devam etmiş, stadyumda ise en çirkin ve yoğun biçimini almıştır. Tüm bu süreçte sadece taraftarlar değil, Bursaspor yöneticileri, emniyet mensupları ve futbolcular Amedspor takımına karşı ırkçı saldırının birer aktif eyleyicisi olmuştur. Normal şartlar altında stadyuma alınması mümkün olmayan envai çeşit yaralayıcı materyal stadyumda saldırı için kullanılmış, marşlar ve tezahüratlar nefret söyleminin en uç örnekleriyle bezenmiş, üstelik stadyumda taraftarların açtıkları pankartlar bu coğrafyanın tarihinde kara bir leke olan 90'ların faili meçhullerinin sembolleri ile donatılmıştır. Bu semboller, yaraları yeniden deşen ve toplumsal travmayı tetikleyebilen niteliktedir ve çok açık ki, sadece bir futbol taraftar grubunun sıradan/münferit bir eylemi olarak nitelendirilmemelidir.
Tüm bu yaşatılanların ardında nasıl bir siyasal/toplumsal şiddet niyeti bulunduğunun ivedilikle aydınlatılması temiz bir futbol için zorunlu bir görevdir.
Biz bu yüzden;
Türkiye'de futbol fanatizmi sadece taraftarlıkla açıklayamayacağımız milliyetçi, ırkçı, ötekileştirici ve kutuplaştırıcı gündelik siyasetin doğrudan etki ettiği, şiddetle beslenen bir toplumsal-siyasal arka plana sahiptir. Bu toplumsal gerçek Bursaspor-Amedspor maçında çok açık biçimde kendini göstermiştir. Futbol oynanamamış, TFF, Bursaspor kulüp yetkilileri, hakem ve taraftarların organize hareketleri ve emniyet mensuplarının destekleyici ve izin veren yaklaşımıyla, şiddet maç öncesinde ve maç sırasında sporun yerini almıştır.
Şiddet olayları maç öncesinde futbolcuların kaldığı otel önünde başlamış, maçın hemen öncesinde Amedsporlu taraftarlara karşı devam etmiş, stadyumda ise en çirkin ve yoğun biçimini almıştır. Tüm bu süreçte sadece taraftarlar değil, Bursaspor yöneticileri, emniyet mensupları ve futbolcular Amedspor takımına karşı ırkçı saldırının birer aktif eyleyicisi olmuştur. Normal şartlar altında stadyuma alınması mümkün olmayan envai çeşit yaralayıcı materyal stadyumda saldırı için kullanılmış, marşlar ve tezahüratlar nefret söyleminin en uç örnekleriyle bezenmiş, üstelik stadyumda taraftarların açtıkları pankartlar bu coğrafyanın tarihinde kara bir leke olan 90'ların faili meçhullerinin sembolleri ile donatılmıştır. Bu semboller, yaraları yeniden deşen ve toplumsal travmayı tetikleyebilen niteliktedir ve çok açık ki, sadece bir futbol taraftar grubunun sıradan/münferit bir eylemi olarak nitelendirilmemelidir.
Tüm bu yaşatılanların ardında nasıl bir siyasal/toplumsal şiddet niyeti bulunduğunun ivedilikle aydınlatılması temiz bir futbol için zorunlu bir görevdir.
Biz bu yüzden;
- Futbol yoluyla ve Amedspor düşmanlığı üzerinden bu ülkede yaşayan Kürt halkına dönük şiddet dolu ırkçı eylemlerin son bulmasını,
- TFF Etik Kurul'u tarafından olayların araştırılması ve sorumluların Ayrımcılık maddeleri uyarınca cezalandırılmasını
- Bursaspor yetkililerin toplumsal barış ve temiz futboldan yana bir kamu açıklaması yapmasını
- Yaşanan fiziksel ve sözlü şiddet olaylarında mağdur edilen oyuncuların ve taraftarların haklarının tazmin edilmesini